Marka Kavramınız, Tasarımlarınıza Yansısın

Ceren Tuğrul, iç mimari ve dekorasyonda müşteri memnuniyeti prensibini benimseyen, müşterilerine modern ve özgün tasarımlar sunmayı ilke edinen, kurucusu olduğu Let Me Design Studio'yu anlattı.

Ceren Hanım sizi tanıyabilir miyiz?
Ankara'da doğup büyüdüm. Liseyi bitirdikten sonra eğitimime Londra'da Chelse College of Art and Design, University of the Arts London'da Temel Sanat ve Tasarım Kursu ile devam ettim. Lisans eğitimimi London Metropolitan Üniversitesi'nde İç Mekan ve Tasarımı ve Teknoloji alanında tamamladım. Ardından Kingston Üniversitesi'nde Ürün ve Mekan alanında lisansüstü programına katıldım. Ayrıca Chelsea College of Art and Design'da Duvar Kağıdı Baskısı ve Tasarımı, 3D Studio Max Aydınlatma, Mutfak ve Banyo Planlaması, Konut Aydınlatması, Kişiye Özel Sabit Mobilya Tasarımı ve Vektorworks konularındaki eğitim programlarını tamamlayarak bu alanda sertifika aldım. Hemen ardından Londra'da bulunan Halco Lifestyle & Kitchens'da tasarımcı olarak işe başladım. Türkiye'ye dönüp Let Me Design Studio'yu kurduğumdan bu yana Halco Lifestyle & Kitchens ile ortak çalışmalarımıza yeni ismimizle devam etmekteyiz.

Let Me Design Studio'nun kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
14 yaşındayken kısa bir eğitim için gittiğim İsviçre'de aldığım sanat dersleri sonucunda sanata ve tasarıma olan ilgimi keşfettim. O günden beri de hayalim ve hedefim, bir gün kendi tasarım stüdyomu kurmaktı. Amacımı gerçekleştirmek için eğitim almak üzere başarılı tasarımcılar yetiştirmiş olan Avrupa'ya gittim. Eğitimimi tamamlayıp yeterli tecrübeyi edindikten sonra Ankara'ya dönüp Let Me Design Studio için çalışmalara başladım.

Let Me Design Studio'nun hizmet verdiği alanlar nelerdir?
Let Me Design Studio olarak; konut, işyeri, cafe ve restoran tasarımlarının yanı sıra evler için mobilya, mutfak, banyo, dolap, giyinme odası ve ihtiyaç duyulan hertürlü tasarım hizmetini vermekteyiz.

Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?
Elbette. Bizim işimizde terzilik gibidir, kişiye özel olmalı ve kişinin zevklerini yansıtmalıdır.

İç mimarideki ve tasarımlarınızdaki tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Tarzımı; modern ile klasiğin ve ülkemizdeki zengin doğu ve batı kültürlerinin sentezi olarak tanımlayabilirim. Başka bir deyişle, geleceğe dönük modern tasarımları geçmişten gelen parçalar ile bütünleştirmek benim tarzımdır. Fakat tasarımlarımı yaparken her zaman o mekanı kullanacak kişileri temel alarak, onlara özel bir alan yaratmak için çalışırım.

Yaptığınız mekanlardan sizi en fazla yansıtan hangisi?
Tasarladığım bütün mekanlar her ne kadar beni yansıtsa da önceliğim her zaman müşterilerimin istekleri ve mekanın konseptidir. Kendi tarzımın müşterilerimin istek ve ihtiyaçlarının, mekan konseptinin önüne geçmesini istemediğim için, tarzımı yansıtırken özenli davranırım. Bu nedenle tasarımlarım daha çok müşterilerimin tarzını ve konsepti yansıtır. Ancak tabii ki müşterilerime eğitimim ve tecrübelerim doğrultusunda önerilerde bulunur ve farklı alternatifler sunarım. Bu da benim çizgimi ortaya koyar.

"Başarılı olamanın anahtarı, denge."

Bir projeye başlamadan önce hayal mi ediyorsunuz yoksa çizerken mi ortaya çıkıyor?
Müşterilerimle ilk görüşmemde zaten zihnimde bir hayal belirmiş oluyor. Geriye sadece çizim ve görselleri hazırlarken hayalimdekileri fonksiyonel hale getirmek kalıyor. Daha sonra bunları müşterilerimle paylaşıyorum. Mesleğimin en güzel yanlarından biri de hayal ettiğim imgelerin proje bitiminde somut halini görmek.

Yaptığınız ilk iş neydi?
Yaptığım ilk tasarım, stajımı yaptığım UWA Architechs'in Londra'da inşa ettiği bir caminin kapı ve pencereleriydi. Tamamını kendi yaptığım ilk işim ise bir mutfak tasarımıydı.

İşinizin bir yanı sanat, bir yanı yaratıcılık... Bir yanında da müşteri talepleri var... Başarılı olmak için ne yapmak gerekiyor?
Başarılı olmanın anahtarı denge. Bir yandan yaratıcılıktan ve kendi tarzınızdan ödün vermemek; diğer yandan da müşterinin isteklerini estetik bir şekilde gerçekleştirebilmek gerekiyor. Başarılı olmak için ayrıca müşteriye tasarım sürecinde olduğu kadar, süreç sonrasında da kendisinin yanında ve işinizin arkasında olduğunuzu hissetirebilmek de çok önemli.

İç mimari lüks mü sizce?
Her ne kadar ülkemizde iç mimari lüks olarak görülse de Avrupa ve Amerika'da çok yaygın bir hizmet. Bence herkes kendi ihtiyaçlarına yönelik, kendini konforlu hissedebileceği mekanlarda zaman geçirebilme hakkına sahip olmalıdır ve bu bir ayrıcalık değil, ihtiyaç olarak görülmelidir. Uzman bir bakış tarafından yapılmış birkaç değişiklik, tüm mekanın algısını değiştirebilir. Ayrıca bu hizmet sanıldığı kadar pahalı da olmayabilir.

MAG DERGİSİ